Yumurtalık kistini ve semptomlarını şifalandıran bir kadının hikayesi daha hepimize ışık tutsun:

‘Gülenay Hocamın her programı gibi, insana kendini sorgulatan, arındıran, geliştiren ve insanı kendine daha da yaklaştıran özel bir program YogANA. Yıllardır, ruhsal ve psikolojik olarak kendimi dönüştürmek niyetindeydim. Ancak yolum gerçek bir yoga öğretisi olmadan eksikmiş; bedenime doğru bakmak ve yoganın hayatımdaki etkisi, beden-ruh-zihin zincirini tamamlıyor. Yoganın gerçekte ne demek olduğunu, bir yaşam biçimi ve bilimi olduğunu bu programda tecrübe ettim. Program süresince Gülenay Hoca’nın bizi kendimizle yüzleştirmesi dışında, her güne adapte ettiğim yoga pratiğim beni kendimle ilgili yeni açılımlara ve dönüşümlere itiyor. Disiplin, dürüstlük, adanmışlık, kişisel sorumluluk rehberimizin bize aşıladığı ve özümüze yaklaşma yolunda en önemli değerler. Gülenay Hoca’nın enerjisi ve yoga ile birleşince de insanın karakteri ve hayata bakışı yenileniyor. Katıldığım YogANA ve Gizemli Dişilik Eğitmenlik programı sayesinde, doktorların dediği ilaçlara gerek kalmadan hormonlarımdaki dengesizliği ve polikistik overin semptomlarını yendim. Kan değerlerim normale döndü, saç dökülmem durdu. İçimdeki güç ve şifacı bu eğitim sayesinde uyandı. Hem de duygusal anlamda ilişkilerimdeki ve karakterimdeki olumlu dönüşümlerle birlikte…

Binlerce teşekkürler hocam! Sevgiler, Estel.


Doktorunun gözetiminde şeker ilaçlarını YogANA programındaki uygulamalar sonunda bırakan bir öğrencim nicelerine ışık olsun:

“Pema Hocam ile ve bilinçli olarak Yoga’ yla tanışmam YogAna programı sayesinde oldu. YogAna tamamıyle kendine has bir eğitim programı. Öncelikle klasik bir Yoga eğitmenliği olmadığını ilk başta söylemek isterim. Program içeriği, hani o aklınıza ilk gelen bildiğimiz stüdyo Yoga’larına hiç mi hiç benzemiyor. Yani bu programda sadece Yoga Asana’larını öğrenmiyorsunuz; Yoga’yı hayatınızın tam da merkezine oturtarak, aynı zamanda kaçınılmaz bir kişisel dönüşüm yolcuğunu da kendinizde başlatmış oluyorsunuz… hem de tüm boyutlarıyla… Boyutları derken fiziksel, duygusal ve zihinsel dönüşümlerden bahsediyorum. Bunlardan kendim üzerinden örnek vermem gerekirse, öncelikle program süresince uyguladığımız beslenme yöntemi, bedenimi derin bir toksik arınmadan geçirdi. Hocamızın her aşamasını bizzat takip edip, yönlendirdiği çeşitli detoks kürleri sayesinde fiziğim inceldi. Fazla kilolarımdan kurtuldum, kendimi daha fit ve sağlıklı hissediyorum. Bilinçli beslenmeye başladım. Kan değerlerim düzeldi. Daha program sona ermeden 5 yıldır taşıdığım şeker hastalığından kurtuldum. Doktorumun tavsiyesiyle günlük ilaçlarımı artık almıyorum. Bu derin program sayesinde hayata bakış açım, nerede durduğum, hangi yöne gittiğim, neyi “gerçekten” istediğim, kısacası “tüm hayatım” temelden değişti. Kendimle adeta yeniden tanıştım. Özge”




YogANA sürecinde anti depresanları bırakan ve hamile kalan bakşa mutlu bir kadının hikayesi:

‘Yoga denince akla sadece bedenle çalışılan bir alan gelmesin. İnsana 3 boyutlu yaklaşan bütüncül bir eğitim. İşini, hastasını hayati bir ameliyata alan doktor titizliğinde yapan bir hoca var. Yılların verdiği tecrübeyle aktarılan bilgelik. Deneyimlemediği hiç bir şey üzerinden bir aktarım yapmıyor. Kulaktan dolma bilgilere ise hiç yer yok. Bedeni önce yoga duruşlarıyla esnetmek, rahatlatmak ve gözlemlemek, bedendeki hissiyatları duyumsamak bunlar günlük yaşantımda yapmadığım ve yapmayarak çok şey kaçırdığım alanlarmış. Peki hayatıma gelen yenilikler neler? Cinsellikle ilgili ne çok tabum varmış, ayıplarla günahlarla örtülmüş boşa giden bir yaşam enerjisi. Bu muazzam farkı görmek depresyonun, mutsuzluğun, yasama sevincini yitirmenin en büyük ilacı belki de. Anti depresanları bırakmama neden olan bu program umutsuzluğa, karanlığa, düşüldüğünde tekrar tekrar nasıl ayağa kalkılacağını gösteren kadim tekniklerle örülmüş. YogANA sürecinde hamile kaldım. Çünkü her şeyin doğal akışında, acelesiz, telaşsız gerçekleştiği bir alana girmiştim. Burada öğrendiğim yasam tarzında korku, endişe gibi düşük duygulara kapılıp gitme yok.

Bu bilimi öğreten üstatlara, öğreten ve aktaran Gülenay Hoca’ya sonsuz teşekkürler ve sevgiler olsun. Bu bilgeliğin nesilden nesile aktarılması ve şifanın herkese ulaşması dileğiyle… Ebru’


“... Sonra bir cesaret, biraz da azim yazdım yine. “Ben yoga hiç yapmadım ama öğrenmek istiyorum, Yoga Eğitmenlik programına gelebilir miyim?” diye. Yine her zamanki gibi kapsayıcı bir şekilde döndün dileğime. “Biraz cesaret ve biraz azim.” İhtiyaç duyulan tek şeymiş meğer. Öğretin ve çizdiğin yol laylaylom değildi tabi ki. Beklenti bu oluyor yolun başlangıcında.  Senin disiplinin, ciddiyetin , icra ettiğin sanata saygın, korkuttu beni de başlangıçta. Ama bir o kadar da güven verdi. Farklı bir şefkatin vardı; gönül gözüyle bakanın görebildiği.  Ve yaşam değiştiren bir 6 ay başladı. Hani “biri daha önceden size tüm olacakları ve yaşanacak zorlukları gösterse acaba anne olur muydunuz?” sorusu vardır ya.   Hani her anne zaman zaman kendini sorarmış denir. Sonra şu motto gelir arkasından.  “Ama onun gülüşü her şeye değer”. İşte değişim süreci de aynen böyle.  Zor ama bir o kadar da her şeye değer.  Bizler için de. Bizlerle sabırla yürürken senin için de. Meğer ben içten içe Yoga’nın ne değerli olduğunu hissetsem de, her yolculuğa niyetlendiğimde “Ben Yoga bilmiyorum” diye başlasam da; aslında zihnimde bir jimnastik olduğunu düşünüyormuşum. Mükemmel bir deneyim harika bir programdı hocam. Yüzleşmelerimizle, sorgulamalarımızla, sıklıkla 100 watt ampul gibi yanan farkındalıklarımızla, öğrenmelerimizle derin ve hızlı geçti aylar. Ne çok şey öğrendik. Beslenmeden, arınmaya;  bilimden, ilime ve değerlerden, kadim öğretilere uzanan. Programın içinde; bozulmuş maskülenden, dişiliğe merhaba ise promosyon gibi oldu benim için. Programın en güçlü yanı ise yaşayarak öğrenmek idi. Bilmek, yapabilmek, olmak yolculuğunda, çok şey öğrenip, biraz da yapabildiğimi düşünmekteydim. Şimdi olmak adına bazı deneyimler yaşadığımda mutluluk duyuyorum. Aslında halen çok zor gibi görünen şeyler; bir o kadar da kolay. Öyle yıllar yıllar değil, kısa bir süre deneyimlemek bile yeterli imiş. Dediğiniz gibi sen bir adım atarsan, o sana bin adım atar. Bir de senin inancın en büyük destekçi. Yoga hayatıma hiç çıkmamak üzere girdi. İnşallah ilerde bana da birilerine sevdirmek nasip olacak. Son alarak eğitim mekanlarının da büyüsünden ve özenle seçiminden ve dönüşüme katkısında bahsetmeden edemeyeceğim. Mekanların enerjisi olduğunu bir kez daha farkettim. Programa misafirlik eden mekanlara da şükürler olsun. Bütün bunları olası kıldığın için minnettarım. Sayende çölde bir vaha bulduk hepimiz. İçinde bulunduğumuz her zorlu dönemde, tünelin sonundaki ışığı gösterdin bize. Bu uzun yolda yürüdükçe ihtiyaç duyduğumda yazdıklarınla, paylaştıklarınla, eğitimlerinle, en önemlisi varlığınla senin ve sayende edindiğim tüm yoldaşların yanımda olacağını bilmek bir ayrıcalık. Dilerim, uzun yıllar daha pek çoklarının hayatlarını bizzat ya da dolaylı aydınlatırsın. Sevgiler, yine de ve ille de sevgiler… Nergiz Demir.”


‘Sevgili Gülenay Pemaji, Bir gün Paulo Cohelho’nun kitabı Brida’yı okudum. O kitapta anlatılan Brida’nın hikayesi beni çok etkilemişti. Çünkü Brida hayatının bir döneminde şaman bir kadınla karşılaşır ve içindeki değişimler bu karşılaşmayı takip eder. Kendim için de bunu dilemiştim. Çok şükür sevgili Gülenay seninle karşılaştım. Karşılaşmamızdan beri hayatımda çok şey değişi. Hayat beni çeşitli olaylara, yerlere, insanlara sürükledi. Sevgili Prem Baba’nın dediği gibi hayat gizemini her gün tekrar tekrar gösterdi. Hayatın gizemi bana gözükürken fırtınalarda bana sunduğun destek için büyük bir minnet duyuyorum. Derslerde öğrendiğim yoga teknikleri sayesinde bedenimle daha derin bir ilişki içindeyim artık. Beslenme alışkanlıklarım olumlu yönde değişti. Kendime nasıl bakmam ve kendimi nasıl sevmem gerektiğini derslerin ve bizlere anlattıkların sayesinde derinden anlıyorum. Gizemli dişilik çalışmaları, Mistik Tanrıça Ritüeli bunlar ise çok özel çalışmalar. Bir kadın olarak kendi özümü keşfedebilmek büyük bir nimet. Bu beni özgürleştiren bir lütuf. Alışılmış kalıpların dışında kadın olmak ne demek, bir kadın nasıl sever, sevdiği insana nasıl şefkat gösterir, kendini nasıl sever, tüm bu sorulara bu eğitimler cevaplar sundu benim için. Mistik Tanrıça Ritüeli’nde beni etkileyen yüzleşmelerinden birisi Doğa Ana’nınn kızı olduğumu tekrar idrak etmek oldu. Bunu hissedebilmek çok güzel bir duygu. Bugün bir fotoğraf gördüm. Bir yıldırım gökkuşağının yanında belirmiş. Hayatta böyle anlar yaşadığımızda, hem yıldırım hem gökkuşağı altında olduğumuzda,bize sunduğun tüm destek çok değerli. Ş.T. Sevgiler’


‘Bir yıl önce “Yoga” benim için yoğun çalışma hayatında stresimi atmama yardımcı olan, ara ara kendimi çok da bağlamadan katıldığım, ama asla önemli bir zaman dlimini vermeyi düşünmediğim hoş, eğlenceli, güzel insanlarla tanışma fırsatı bulduğum bir aktiviteydi. 1 yıl önce hayatımda bazı şeyleri değiştirme kararı almışken bu defa hiç tanımadığım Pema Hoca’yla da Yoga’ya başlama kararı aldım. Sadece çok etkilendiğim web sitesi ve programları ilgimi çekmişti. Bu arada “dişil enerji” üzerine kendisinden bireysel çalışma seansı almak istediğimde beni grup çalışmasına davet etmişti. Pema Hoca sizi hep şaşırtır, disipliniyle, bilgisiyle, iradesiyle, bir çiçek gibi zarafetiyle, söylediğiyle yaptığı her dem aynı olan kişliğiyle ve pek tabii disiplin ve sorumluluk bekleyen ama aynı zamanda çok şefkatli Kali enerjisiyle, verdiği bilgileri birebir uygulayıp kendi hayatındaki yansımaları paylaşmasıyla… 1 yıldır çok düzenli bu derslere katılıyorum en fazla bir kez ders kaçırmışımdır, her ders tutku ve coşku hissiyle dolu geçiyor. Cömertçe aktarılan bilgiler çoğu zaman teknik, bazen de ezoterik. Ama aslolan bizim adanmışlıkla öğrendiklerimizi hayata geçirmemiz ve tecrübe etmemiz. Pema Hoca bunu kendi yöntemleriyle izliyor, hissediyor, geri bildirim veriyor beklentisi hep yüksek. Bense ortalama 14 saattlik çalışma hayatıyla yogayı birşekilde birlikte yürütebilyorum ve Yoga’ya bu derece bağlanmama şaşırıyorum. Verilen teknikler, bilgiler, beslenme yöntemleri, kriyalar, asalanalar, meditasyonlar, inziva programları, dişil enerji çalışmaları, özel konuda yapılan tez şeklinde ödevler  hepsi insanın once zihnini formatlıyor sonra hayatını. Bu çalışmaları yapıp asla aynı insan olmuyorsunuz. Yoga hiç hissetmeden hayatınıza derinlemesine giriyor, uyandığınızda, duş alırken, dişinizi fırçalarken her yerde…İnsan geçmişi değiştiremiyor. Gelecekse ancak bugün yaptıklarımızla  değişebiliyor. Öyle kolay değil gerçek bir değişimi yakalamak ama umutlu olmak ve tutarlı bir çizgide olmak, huzurlu olmak,  bu işi  aklınız ve kalbinizin bütün olduğunu hissettiğiniz size bilgilerin cömertçe aktığı bir yerde yapmak çok önemli. Buyüzden doğru yerde olduğum için, değişimi her geçen gün kendimde  daha çok hissettiğim için çok mutluyum. Sevgiler. G.O.’


‘Artık kendime dayanamıyorum diye düşündüğüm bir zamanda kamp karşıma çıktı ve Gülenay Hoca tüm teknikleriyle bana muazzam bir 4 gün yaşattı. Açıkcası hiç böyle olacağını tahmin etmemiştim. Döndüğümden beri kendimi sudan çıkmış balık gibi hissediyorum. Meğerse ben egomla ne kadar bir olmuşum onu ne kadar gerçek kılmış ve ipleri tamamen ona teslim etmişim bunu farkettim. Muhteşem bir doğanın içinde tüm kaçış noktalarım elimden alındığında ve Gülenay Hoca’nın desteğiyle muazzam bir sessizliğe teslim olabildim ve hep aradığım o kaynağın aslında benim içimde olduğunu, sadece uzun yıllardır sımsıkı tutunduğum karanlık yönlerimle önünü kapattığımı farkettim ki bu gerçekten muhteşemdi. Artık tutunduğum o karanlık yönleri bırakmak da benim elimde; zihnim kölesi olmak yerine efendisi olabilirim çünkü bunu orada tam olarak deneyimledim. Çok teşekkürler ve sevgiler…’

‘Yoga ve Flow Dans Kampı oldukça aktif ve etkiliydi. 4 gün içerisinde değişimin mümkün olduğunu gördüm. Bunun için sadece istemek yeterliydi. İstemek ve olmak… Değişim bu kadar kolaydı. Tekamül yolundaki engellerin duygular yoluyla fark edilip, teslimiyet içerisinde eridiğini (şifalandığını) hissettim. Sonunda, merkeze daha yakın, kim olduğunu bilen, kendine ve hayata daha güvenli bir kadın olmanın keyifli hissiyatları içerisindeyim. Bedenimin farkında ve andayım. Özgür ve hafiflemiş hissediyorum. Şükürler olsun.’


‘Hayatımın en dönüştürücü deneyimlerinden biriydi. Ruhsal,fiziksel ve duygusal boyutlarımı birlikte hissettiğim kendimi bütün olarak algılamamı sağladı. Gülenay Hoca adeta bizi kendimize kilitledi, ve günlük hayatta kullandığımız kaçış yollarını kapattı. Ve biz kendimizi aydınlık karanlık tüm noktalarımızla baş başa bulduk. Egomuz ile yüksek benliğimizin rehberliği arasındaki farkı deneyimledim ben. Doğanın içinde, ona teslim olduğumda , onun sesleri, toprak, yağmur kokusu, rüzgar içimdeki gölgeleri şefkatle gösterdi. Hissettiğim dinginlik kaynağı işaret etti. Kaynağı hissetmek tekrar tekrar o duyguyu yaşama isteği, coşkusu verdi. Neşeli maskemle içten gelen dingin,emin,coşkun neşenin farkını gösterdi. Döndükten sonra da hissettiğim şuydu. Yaşam nehri akıyor. Egomun obur generali bana sürekli ‘bak sular azaldı, şuradaki taşı kaldır, şuradaki çalı çırpıyı temizle, çabuk, nehir kuruyacak’ diye talimatlar veriyor ve ben de endişeyle onun talimatlarını yerine getiriyordum önceden. Şimdi ise, kaynağın önündeki engelleri görmeye başladım. Artık biliyorum ki kaynaktaki engelleri temizlersem öyle kuvvetli,güçlü bir kaynak var ki  zaten yoldaki tıkanıklıkları aşacak. Ve yaşam nehrim coşkun ve berrak akmaya başlayacak. Ancak o zaman denizlere ve okyanuslara ulaşacağım, kaynakla, sonsuz sevgiyle birlikte akarak. Sevgiler ve çok teşekkürler.’